Snapbytes Kuruluş Hikayesi
Snapbytes, Atlassian ekosistemine yönelik çözümleriyle tanınan bir firma olarak bugün sektördeki yerini sağlamlaştırmış durumda. Ancak bu başarının ardında, girişimci bir ruh ve zorlu bir yolculuk yatıyor. Snapbytes’in kurucusu Tuncay Şentürk’ün ilham veren hikayesi, hem yazılım dünyasına tutkuyu hem de yenilikçi düşüncenin önemini vurguluyor. İşte Şentürk’ün Snapbytes’i kurma serüveni ve bu yolculuğun ders niteliğindeki dönüm noktaları;
Bir Tutkunun Başlangıcı
2004-2005 yıllarında bir şirkette yazılım geliştirici olarak çalışan Tuncay Şentürk, kariyerinin dönüm noktası olacak bir olayla karşılaşır. Çalıştığı firmada kullanılan bir ürünün değiştirilmesi kararı alınmıştır. Ancak bu karar, Şentürk’ü rahatsız eder. Çünkü ürün, sadece bir araçtan ibaret değildir; aynı zamanda iş süreçlerini kolaylaştıran ve Şentürk’ün günlük işlerini etkili bir şekilde gerçekleştirmesine olanak tanıyan bir yazılım çözümüdür. Ürünün hem yeteneklerine hem de potansiyeline inanan Şentürk, değişim kararına kayıtsız kalamaz. Yeni ürünün daha yavaş ve kullanışsız olduğunu bilmekte, mevcut ürünün ise biraz geliştirme ile çok daha iyi bir performans gösterebileceğine inanmaktadır.
Bu durum üzerine Şentürk, cesur bir adım atarak ürünü incelemek için bir hafta sonunu ayırmayı teklif eder. İş tanımının ötesine geçerek, ürünün eksikliklerini analiz eder ve hızlı bir şekilde çözümler üretmeye koyulur. Kısa sürede, ürünü geliştirmek ve eksiklikleri gidermek için bir eklenti (plugin) oluşturur. Geliştirdiği bu çözüm, firmanın ihtiyaçlarını başarıyla karşılar ve değişiklik kararının iptal edilmesini sağlar. Şirket yönetimi bu çabanın sonuçlarından memnun kalır ve ürünü kullanmaya devam etme kararı alır. Bu karar, yalnızca şirket için bir başarı değil, Şentürk için de büyük bir tatmin kaynağı olur.
Şentürk için bu olay, sıradan bir görevden çok daha fazlasıdır. İlk defa bir yazılım geliştiricisi olarak kendi çabasıyla fark yaratabileceğini deneyimler. Geliştirdiği eklenti, sadece şirketin o anki ihtiyacını karşılamakla kalmaz; aynı zamanda gelecekteki potansiyelini ve yazılım dünyasındaki yenilikçi yaklaşımını da şekillendirir. Bu deneyim, Şentürk’ün yazılıma olan tutkusunu pekiştirir ve açık kaynaklı yazılım geliştirme dünyasına ilk adımını atmasını sağlar.
Bugünden geriye bakıldığında, bu hafta sonu çalışması yalnızca bir yazılım çözümü sunmakla kalmamış, aynı zamanda Snapbytes’in temelini oluşturacak vizyonun da tohumlarını atmıştır. Şentürk’ün o dönemdeki kararlılığı ve çözüm odaklı yaklaşımı, gelecekte bir şirketin doğmasına ve birçok yazılım kullanıcısına ulaşan bir ekosistemin inşasına zemin hazırlamıştır.
Açık Kaynaktan Pazara: İlk Adımlar
Tuncay Şentürk, geliştirdiği eklentinin potansiyelini fark ettikten sonra bu çözümü açık kaynaklı bir platformda paylaşmaya karar verir. Yazılım dünyasında bilgi ve çözümleri paylaşmanın önemine inanan Şentürk, bu adımıyla yalnızca kendi geliştirdiği ürünü daha geniş bir kitleye ulaştırmayı değil, aynı zamanda yazılım topluluğuna katkıda bulunmayı da amaçlar. Açık kaynaklı platformlarda yayınlanmasının ardından, eklenti kısa sürede büyük bir ilgi görür. Özellikle firmalar, eklentiyi kendi ihtiyaçlarına adapte etmek için farklı özellik taleplerinde bulunmaya başlar. Şentürk, bu talepleri bir fırsat olarak görür ve gelen geri bildirimler doğrultusunda eklentiyi sürekli geliştirir.
Bu süreçte Şentürk’ün geliştirdiği ürün, yalnızca bir yazılım eklentisi olmaktan çıkar ve çok daha kapsamlı bir çözüm haline gelir. Firmaların gerçek ihtiyaçlarına yönelik yapılan geliştirmeler, eklentiyi her gün daha kullanışlı ve etkili bir hale getirir. Ancak bu başarı sadece teknik düzeyde kalmaz; Şentürk, açık kaynaklı bir yazılım geliştiricisi olarak sahip olduğu yetenekleri ticari bir değere dönüştürebileceğini de fark eder. Yazılım dünyasında açık kaynak kodlu ürünlerin yaygınlaşmasıyla, bu ürünlerin ticari gelir yaratma potansiyeli de dikkat çekmeye başlamıştır. Şentürk, geliştirdiği bu çözümün ticari anlamda nasıl bir değer taşıyabileceğini anlamak için daha ileri bir adım atar.
Bu noktada Atlassian’ın düzenlediği bir yarışma, Şentürk için bir dönüm noktası olur. Atlassian Marketplace için yeni eklentiler geliştiren yazılımcılara yönelik düzenlenen bu yarışma, yazılım geliştiricileri teşvik etmeyi ve ürünlerin ticari başarısını artırmayı amaçlamaktadır. Şentürk, zaten büyük ilgi gören ve birçok firmanın kullanımına sunulan eklentisini bu yarışmaya dahil etmeye karar verir. Ancak yarışmaya katılabilmek için eklentinin ücretli bir yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu durum, Şentürk’ün ürününü ilk kez ücretlendirmesine ve gelir elde etmeye başlamasına vesile olur.
Yarışmaya katılma süreci, Şentürk için teknik bir deneyimden çok daha fazlasıdır. Bir yazılım geliştiricisi olarak sadece teknik yeterlilikleri değil, aynı zamanda pazarlama, ürün yönetimi ve kullanıcı geri bildirimlerini analiz etme gibi yetkinlikleri de bu süreçte geliştirir. Yarışmayı kazanamasa da, katılım süreci ve ücretli hale dönüşümden elde edilen gelir, Şentürk’e yazılım geliştirme işinin ticari bir boyutu olduğunu somut bir şekilde gösterir. Yarışmadan sonra eklentinin kullanıcı sayısı hızla artmaya devam eder ve bu büyüme, Şentürk’e Snapbytes gibi bir markanın temelini atma ilhamını verir.
Snapbytes’in Doğuşu
Tuncay Şentürk, geliştirdiği yazılım çözümleriyle elde ettiği başarı ve artan müşteri talepleri sayesinde, daha büyük bir adım atması gerektiğinin farkına varır. Açık kaynak dünyasında başlayan bu yolculuk, 2016 yılında Snapbytes’in kuruluşuyla profesyonel bir çerçeveye oturur. Şentürk, bireysel çabalarıyla elde ettiği bu ivmeyi bir kurumsal yapı altında büyütmeye karar verir. Snapbytes, başlangıçta bir bireysel girişim olarak doğsa da, kısa sürede bir ekip tarafından desteklenen güçlü bir yazılım firması haline gelir.
İlk günlerde tek başına çalışan Şentürk, ürün geliştirme, müşteri destek talepleri ve pazarlama gibi birçok sorumluluğu üstlenir. Ancak artan müşteri kitlesi ve ürünlerin daha kapsamlı geliştirmelere ihtiyaç duyması, bir ekip kurma gerekliliğini beraberinde getirir. Şentürk, aynı vizyonu paylaşan ve yazılım geliştirme süreçlerinde uzmanlaşmış kişilerden oluşan bir ekip oluşturarak Snapbytes’i hızla büyütür. Bu ekip, sadece yazılım geliştirme süreçlerine odaklanmakla kalmaz, aynı zamanda müşterilere Atlassian ekosistemi içinde danışmanlık hizmetleri sunarak değer yaratır. Bu, Snapbytes’in sadece bir ürün sağlayıcısı değil, aynı zamanda bir çözüm ortağı olarak konumlanmasını sağlar.
Snapbytes’in başarısının arkasındaki en büyük itici güçlerden biri, firmanın Atlassian Marketplace’teki ürünleri olur. Şentürk, geliştirdiği eklentileri sürekli olarak yenileyerek ve müşteri geri bildirimlerine dayalı iyileştirmeler yaparak, Snapbytes ürünlerini pazarın en çok tercih edilen çözümlerinden biri haline getirir. Atlassian Marketplace, dünya çapında binlerce kullanıcının ürünleri keşfettiği bir platformdur ve Snapbytes burada hızla öne çıkar. Şirketin eklentileri, gerek yenilikçi özellikleri gerekse kullanım kolaylığı ile geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenir.
Snapbytes’in büyüme hızı ve başarısı, şirkete Türkiye’de prestijli bir unvan kazandırır: Top Vendor. Atlassian Marketplace’te bir ürünün Top Vendor statüsü kazanması, ürünün dünya genelinde en az 500 aktif müşteri tarafından kullanıldığını ve müşteri memnuniyetinin yüksek olduğunu gösterir. Snapbytes, bu unvanı kazanan Türkiye’nin ilk firması olur ve bu başarı, şirketin global yazılım pazarında da tanınmasını sağlar. Üstelik Snapbytes’in bu unvanı kazanması sadece 500 değil, 1000’den fazla aktif müşteriye ulaşmasıyla gerçekleşir.
Şentürk’ün bireysel çabalarından doğan bu firma, kısa sürede global yazılım dünyasında tanınan bir oyuncu haline gelir. Bu süreç, inovasyonun, müşteri odaklı çalışmanın ve doğru zamanda alınan stratejik kararların bir şirketi nasıl büyütebileceğini gösteren bir örnek olarak dikkat çeker. Snapbytes, bu noktadan itibaren sadece Türkiye’de değil, dünya çapında Atlassian ekosisteminin en önemli çözüm ortaklarından biri olma yolunda ilerlemeye devam eder.
Uluslararasılaşma ve Yeni Başlangıçlar
2018 yılı, Snapbytes için yalnızca coğrafi bir genişleme değil, aynı zamanda vizyonun küresel bir boyuta taşındığı bir dönüm noktası olur. Tuncay Şentürk, Snapbytes’in başarısını daha ileriye taşımak ve uluslararası pazarlarda yer edinmek için İngiltere’ye taşınma kararı alır. Bu süreçte Cambridge’de Snapbytes’in bir şubesini kurarak, firmanın ürün geliştirme ve danışmanlık faaliyetlerini daha geniş bir alana yayar. Cambridge, inovasyonun ve teknoloji girişimlerinin kalbinin attığı bir merkez olarak Snapbytes’e hem stratejik bir avantaj sağlar hem de uluslararası iş birlikleri için güçlü bir zemin hazırlar.
İngiltere’deki bu yeni başlangıç, Snapbytes’in Atlassian ekosistemindeki rolünü daha da güçlendirir. Şentürk, burada sadece mevcut ürünlerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda müşteri tabanını çeşitlendirmek ve yeni fırsatları değerlendirmek için aktif olarak çalışır. Snapbytes, İngiltere pazarında da hızla benimsenir ve hem küçük ölçekli teknoloji firmalarının hem de büyük kurumsal müşterilerin dikkatini çeker. Bu dönemde Şentürk, ürünlerin global ölçekte nasıl daha fazla kullanıcıya ulaşabileceğini öğrenir ve iş süreçlerini bu doğrultuda optimize eder.
Snapbytes’in İngiltere’ye açılması, firmanın uluslararası bir oyuncu haline gelmesini hızlandırır. Artan görünürlük, yalnızca İngiltere ile sınırlı kalmaz; Snapbytes, global pazarda giderek daha fazla tanınmaya başlar. Şirketin geliştirdiği yenilikçi çözümler ve müşteri odaklı yaklaşımı, Snapbytes’i sektörde öncü bir konuma taşır. Bu süreçte Şentürk, Snapbytes’in ekosistemini genişletmek ve yeni pazarlarda daha fazla yer edinmek için iş stratejilerini günceller. Ayrıca, İngiltere’de kurulan bu şube, Snapbytes’in uluslararası operasyonlarını desteklemek için bir merkez haline gelir.
Snapbytes’in uluslararası arenada kazandığı başarı, global teknoloji devlerinin dikkatini çeker. 2021 yılına gelindiğinde, Snapbytes’in ürünleri, sektörün önde gelen bir teknoloji devi tarafından satın alınır. Bu satış, yalnızca Snapbytes için değil, Tuncay Şentürk için de büyük bir dönüm noktası olur. Bir yazılım geliştiricisi olarak başladığı yolculuk, artık global bir teknoloji devine ürün satışı yapabilecek kadar büyüyen bir başarı hikayesine dönüşmüştür. Ancak bu süreç, yalnızca ticari bir anlaşma değil, aynı zamanda Şentürk için değerli bir öğrenme fırsatı sunar.
Ürünlerin satışı sırasında Şentürk, büyük bir kurumsal birleşme sürecinin dinamiklerini yakından deneyimler. Global bir teknoloji devine ürün satışı yapmak, bürokrasi, stratejik müzakereler ve süreç yönetimi konularında önemli deneyimler kazanmasını sağlar. Aynı zamanda bu süreç, Snapbytes ürünlerinin başarısının bir kanıtı olur. Ürünlerin uluslararası bir teknoloji devi tarafından satın alınması, Şentürk’ün yıllardır ortaya koyduğu çabanın ve müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunma vizyonunun doğruluğunu ispatlar.
Snapbytes’in ürünlerinin satışı sonrası dönemde Şentürk, global bir firmanın operasyonel yapısını ve geniş ölçekteki yönetim süreçlerini de gözlemleme şansı elde eder. Bu deneyim, Şentürk’ün girişimcilik vizyonunu daha da genişletir ve uluslararası arenada nasıl daha etkili bir şekilde faaliyet gösterilebileceğine dair yeni bir perspektif kazandırır. Snapbytes’in uluslararasılaşma süreci, yalnızca firmanın global ölçekte büyümesini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda Şentürk’ü yazılım dünyasında daha büyük hedefler belirlemeye yönlendiren bir itici güç olmuştur.
Yeniden Başlama ve Gelecek Hedefleri
Snapbytes’in ürünlerini global bir teknoloji devine devretmek, Tuncay Şentürk’ün kariyerinde büyük bir dönüm noktası olur. Ancak bu süreç, onun girişimcilik ruhunu söndürmek bir yana, daha da güçlendiren bir deneyim haline gelir. Şentürk, yıllar boyunca geliştirdiği ürünlerin uluslararası alanda değer kazanmasının gururunu yaşarken, bu başarının yazılım dünyasında kendisine açtığı yeni kapıları da keşfeder. Ürünlerin devri sonrası geçirdiği süreç, Şentürk için bir mola değil, gelecekte atılacak daha büyük adımlar için bir hazırlık dönemi olur.
2023 yılında Türkiye’ye dönen Şentürk, yeniden başlama kararı alır. Ancak bu geri dönüş, yalnızca fiziksel bir dönüş değildir; aynı zamanda yazılım dünyasında yeni projelere ve hedeflere odaklanmanın işaretidir. Şentürk, Snapbytes’in kurucusu olarak edindiği tecrübelerden ilham alarak, daha yenilikçi, daha kapsamlı ve daha güçlü yazılım çözümleri geliştirme arzusuyla yola çıkar. Bu süreçte yalnızca geçmiş başarılarını tekrar etmek değil, yazılım dünyasına yeni değerler katmayı hedefler.
Tuncay Şentürk, Snapbytes’a geri dönerek yeniden üretmeye koyulur. Bu dönüşün ilk ürünü olan SnapAssign, ekiplerin verimliliğini artıran ve iş süreçlerini dönüştüren yenilikçi bir çözüm olarak öne çıkar. SnapAssign, Snapbytes’in yeni başlangıcını simgelerken, Şentürk’ün vizyonunun bir kez daha teknolojiye yön verdiğini gösteriyor. Ve bu sadece başlangıç; geleceğin getireceği daha birçok yenilik için heyecan verici bir işaret!